
Greta Thunberg Sumud Filosu Olayı
Greta Thunberg Sumud Flotilla olarak bilinen Küresel Sumud Filosu, Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkan barışçıl bir girişim olmasına rağmen, işgalci İsrail güçleri tarafından uluslararası sularda vahşice saldırıya uğradı. İsveçli çevre aktivisti Greta Thunberg’in de yer aldığı filo, İsrail’in yasa dışı blokajını kırmayı hedefliyordu. Bu saldırı, Filistin halkına yönelik devam eden zulmü bir kez daha gözler önüne serdi ve dünya çapında öfke yarattı.
İsrail’in Yasa Dışı Müdahalesi
İsrail ordusu, 1 Ekim 2025’te uluslararası sularda filoya müdahale ederek gemileri ele geçirdi ve yüzlerce aktivisti gözaltına aldı. Greta Thunberg Sumud Flotilla’da yer alan 450’den fazla aktivist, parlamenter ve avukat, Gazze’deki açlık ve yıkıma dikkat çekmek için 40’tan fazla gemiyle yola çıkmıştı. İsrail’in bu eylemi, uluslararası hukukun açık ihlali olarak nitelendiriliyor ve Filistin direnişini destekleyen küresel dayanışmayı hedef alıyor. Organizatörler, İsrail’in yardım gemilerini “provokasyon” olarak nitelendirmesini kınadı, zira filo sadece insani yardım taşıyordu.
Aktivistlerin Yaşadığı İnsanlık Dışı Muamele
Gözaltına alınan aktivistler, İsrail hapishanelerinde korkunç koşullara maruz kaldı. Greta Thunberg Sumud Flotilla katılımcıları, aç bırakıldıklarını, su ve ilaçtan mahrum edildiklerini ve fiziksel şiddete uğradıklarını anlattı. Türk aktivist Ersin Çelik, Greta Thunberg’in saçından sürüklenerek İsrail bayrağını öpmeye zorlandığını belirtti:
“Onu saçından sürüklediler, dövdüler ve İsrail bayrağını öpmeye zorladılar. Bunu başkalarına gözdağı vermek için yaptılar.”
Benzer şekilde, İtalyan gazeteci Lorenzo Agostino, Thunberg’in “tropi gibi sergilendiğini” ifade etti. Bu iddialar, İsrail’in Filistin yanlısı aktivistlere yönelik sistematik zulmünü bir kez daha kanıtlıyor. Aktivistler, hücrelerin böcek dolu olduğunu ve üç gün yemek verilmediğini, tuvalet suyundan içmek zorunda kaldıklarını aktardı.
Deportasyon Süreci ve Uluslararası Tepkiler
İsrail basınına göre, Greta Thunberg ve Yunan vatandaşları dahil 165 aktivist, 6 Ekim 2025’te Yunanistan’a deport edilecek. Daha önce, 137 aktivist –aralarında 36 Türk’ün bulunduğu– Türkiye’ye tahliye edildi. İstanbul’a dönenler, İsrail güvenlik güçlerinin “terör eylemi” gibi davrandığını vurguladı. Amnesty International, bu müdahaleyi “kasıtlı bir sindirme eylemi” olarak kınadı ve tüm tutukluların serbest bırakılmasını talep etti. Kolombiya Başkanı Gustavo Petro gibi liderler, İsrail’in saldırganlığını eleştirdi ve Filistin halkıyla dayanışma çağrısı yaptı.
Filistin Mücadelesinde Bir Dönüm Noktası
Greta Thunberg Sumud Flotilla, Gazze’ye yardım amacıyla düzenlenen en büyük sivil girişim olarak tarihe geçti. Bu olay, İsrail’in 18 yıllık blokajının yarattığı insani krizi –açlık, hastalık ve bombardıman– dünyaya hatırlattı. Filistin direnişi, bu gibi girişimleri destekleyerek küresel farkındalığı artırıyor. Ancak İsrail’in vahşi taktikleri, barışçıl eylemleri bile şiddet yoluyla bastırmaya devam ediyor. Bu saldırı, sadece yardım gemilerini değil, insan haklarını da hedef alıyor ve dünya liderlerini harekete geçmeye zorluyor.
Sonuç ve Çağrı
Greta Thunberg Sumud Flotilla olayı, İsrail’in Filistin’e karşı işlediği suçlara karşı direnişin sembolü haline geldi. Filistin halkı, bu zulme rağmen sumud (direnç) ruhuyla ayakta kalıyor. Uluslararası toplum, İsrail’i hesap sormaya ve Gazze blokajını kaldırmaya çağırmalı.